4 Mart 2014 Salı

Futbol Ve Futbolu İnceleme Üzerine

Düzen, karışıklık ve burjuva denetimi

Futbol, burjuvazinin kolonileştirmeye çalıştığı ve bunda önemli ölçüde
başarı sağladığı bir faaliyet alanıdır. Profesyonel futbolda kurallar ve
kuralsızlıklar, düzen ve düzensizlik birbirini istikrarsız ve tehlikeli bir şekilde
tartarlar. Futbolda olduğu gibi birçok sporda amaç, kazanmak için kuralları
son sınıra itmektir, gayrimeşruluk hududunda oynamaktır. Bu düzen ve
denetim güçleri ile düzene-karşılık ve düzeni bozma arasındaki emniyetsiz
denge sadece spor oyunlarının yapısına has değildir. Sporun toplumsal
fonksiyonu ve resmi örgütlenmesinde de vardır.

Futbolda cinsel ayrımcılık

Futbol örgütlenme ve oyun karakteriyle toplumdaki seksüel bölünmeyi de
yeniden üreterek destekler: Futbolun kendisi yaradılıştan ve doğal olarak
"erkeğin" oyunu gibi biçimlendirilmiştir. Egemen biçimiyle futbol erkeklik
mitini yeniden-üreten bir forumdur; futbol erkeğin aktif, saldırgan, rekabetçi,
kuvvetli, düellocu, cesaretli vs olduğunu yeniden kanıtlar. Kadın sadece aşağı
düzeydeki konumlara sokulur. Dikkat edilirse, bu erkek egemenliğinin
yeniden üretilmesi, burjuva ve radikal feministlerin iddialarının aksine, bir
sporun üretim tarzı ve ilişkilerinden doğmaktadır; erkeğin erkekliğinden,
cinsel bağnazlığından, değiştirilemez seksist tutumundan değil (bu son
44 İrfan Erdoğan
belirtilenler, üretim tarzı ve ilişkileri içinde oluşmuş sonuçlardır. Bu
sonuçların neden olarak sunulması, kurnazca kullanılan “böl, birbirine düşür
ve yönet politikalarını” işlevsel bir parçasıdır). Çözüm de, kadınların ücretli
kölelikteki dağılımda (iş yerinde, mecliste) eşit temsili değildir; doğal cinsel
farklılığı cinsel ayrımcılığa dönüştürerek kullananların sürdürdüğü üretim
tarzı ve ilişkilerinin değiştirilmesiyle gelir çözüm. Çözüm, sonuçla uğraşarak
arazı gidermeyle (örneğin su kirliliğini arıtma tesisleriyle, televizyonlarla
işlenen beyin ve davranış kirliliğini “akıllı işaretlerle”) gelmez; çözüm arazı
ortaya çıkartan nedenleri anlama ve dönüştürmeyle (örneğin, suyu kirleten
endüstriyel iş yapış biçimini “suyu kirletmeyecek biçimde” değiştirmeyle,
bilişleri ve insanca ilişkileri kirleten televizyondaki üretim tarzının
değiştirilmesiyle) gelir. Dolayısıyla, futbolda cinsel ayrımcılığa burjuva
feministlerin liberal çoğulcu hastaca yaklaşımıyla değil, örneğin, futbolla
üretilenin üretim faaliyetinin karakterini incelemeyle yaklaşmak gerekir.
Futbolcu yıldız: Fiziksel beceriyle kısa yoldan zengin olma
Futbol fiziki iş, dolayısıyla fiziksel uygunluk gerektirir. Bu nedenle,
örneğin kariyerler yaş ve sakatlık nedeniyle kolayca bitebilir. Futbolda, bazı
futbolculara büyük miktarda para verilir ve bu durum iletişim araçları
tarafından sürekli sanki futbolcuların hepsi trilyonlar kazanıyormuş gibi
sunulur. Böylece zengin olma yolunda önü tıkanmış olan işçi sınıfı çocukları
için futbolcu olmak bir umut kapısı olarak görünür. Bu da, toplumda fırsat
eşitliği propagandasını destekler. Futbolda çoğu ülkelerde işçi sınıfının
çocukları yer alır; diğer sınıfların çocukları daha çok kendi sınıflarının tercih
ettiği futbol etkinliklerine girerler. İşçi sınıfının çocukları, özellikle ligde
oynayanlar ve meşhur olanlar medya tarafından örgütlü dedikodu ve ideolojik
propaganda için kullanılırlar. Ayrıca, futbol yıldızlarının eğlence ve reklam
endüstrisinde belli pazar-değerleri vardır ve bu değerlerine göre reklam
endüstrisi tarafından "satıcı/tezgahtar" rolünü üstlenirler. Bu yıldızlar sadece
belli ürünleri ve kuruluşları örneğin Coca Cola değil, aynı zamanda belli
yaşam ve düşünü biçiminin da satışını yaparlar: Rekabetçi bireycilik, becerili
ol fırsatları değerlendir, var oluşun bireyselleşmesi gibi. İşçi sınıfıyla doğal
ilişkilerini kesmiş olan bu yıldızlar, işçi sınıfı kahramanları olarak, işçi sınıfı
gençlerine model olurlar.
Bu yıldızların ait oldukları kitlelerin gerçek sorunlarını dile getirmede
sessiz kalışı aslında çok şey söyler kendini bilenlere.
Futbolu inceleme üzerine 45
Aptalca tüketim kültürünün popülerleştirilmesi
Tüketici kültürü, insanların bilinç ve davranışlarının yaşam boyu
biçimlendirilmesiyle gelen, kitlelerin aktif katılmasıyla sürdürülen, ahmakça
alışverişe ve birkaç kullanımdan sonra atmaya dayanan yaşam ve ilişki
biçimidir. Futbol ve futbolcu tüketim kültürünün teşvikinde yoğun bir şekilde
kullanılır. Bu kullanımla satılan, futbolun kendisi dahil, gençlik, güzellik,
çekicilik, enerji, sağlamlık, sağlıklılık, hareket, heyecan, macera, özgürlük,
lüks, zevk alma, eğlence, kısaca "işte bu iyi ve arzulanan hayat" bilincidir. Bu
bilinçten geçerek satılan mallar ise, örneğin, temizlik tozları, sabun, araba,
dışarıda tatil, moda ve giyim, yeme, içme, kozmetik ve benzerleri ürünlerdir.
Tüketim kültüründe toplumsal ilgi toplumu kullanmadan geçerek materyal
ve bilişsel çıkar sağlama üzerine kurulmuştur. Toplumun çıkarına olan
toplumsal ilgi, sadece belli siyasal, ideolojik çıkarlara uygun olduğu zaman
ortaya atılır, diğer zamanlar yok sayılır.
İdeolojisizlik ve eğlence diye popülerleştirilenler
Günlük konuşmalarda, okullarda, bazı makalelerde ve kitle iletişim
araçlarında futbolun “herkesin sporu olduğu, herkesin oynadığı ve herkesin
seyrettiği, hiçbir sınıfa ait olmadığı”, dolayısıyla, futbolun “ideolojisiz” ve
“politikasız” olduğu, sanki apaçık bir gerçekmiş gibi ileri sürülür.
Futbolda ve güç ilişkisinde ortaya çıkan sonuçlar, özellikle, toplum içi
bölünmeler, gruplaşmalar ve egemenliğin sağlanması, karşıt çıkarların sürekli
olarak çatışmasıyla birlikte gelir. Burjuvazinin diğer sınıflar/gruplar
üzerindeki egemenliği hiçbir zaman ebediyen garantiye alınmış değildir; her
alanda olduğu gibi futbol ve futbol kültüründe de böyledir. Sınıf egemenliği
sürekli her gün her an yapısal, örgütsel ve ideolojik düzeylerdeki iş ve
etkinliklerle kazanılmak zorundadır. Futbol burjuva egemenliğine birbiriyle
sıkı sıkıya bağıntılı iki önemli şekilde yardım eder: Birincisinde, özellikle
taraftarlık (bireysel, futbol kulübü dernekleri, internet blogları) yoluyla
sınıfları ve alt grupları birbirine düşman olan parçalara ayırır. İkincisinde, bu
parçaları burjuva egemenliği altında, örneğin örgütlenme ve milli maçlar
yoluyla toplar. Futbol egemen grupları ve destekleyicilerini birleştirir; diğer
grup ve sınıfları böler, parçalar ve örgütsüz kalmalarına yardım eder. Futbol
alanında olan mücadele diğer alanlarda olan mücadeleyle bağıntılıdır. Eğer
siyasal alanda veya ekonomik alanda mücadele kızışırsa, benzer derecede
çekişmeyi futbol alanında da görürüz.
46 İrfan Erdoğan
Oyunda şiddetin ve “kuralları çıkar için kırmanın” üretimi
Şiddet sadece seyirciler tarafından maç öncesi, maç sırasında ve maç
sonrası çeşitli boyutlarda uygulanmakla kalmaz.
Oyuncular ayağını, kafasını ve vücudunu kullanma biçimleriyle
becerilerini/yeteneklerini sergilerler; topu kontrol ve karşı takımla ve kendi
takımı oyuncularıyla olan oyun ilişkisinde, seyircileri duygudan duyguya
sürüklerler. Hem oyuncuların sahadaki duygusallığında hem de seyircilerin
duygusallığında, diğer bazı eğlencelerden farklı olarak, şiddet ve kurallarla
hareket ederken kuralları zorlama ve kuralları “hakemi kandırarak” ve “yanlış
olduğunu bile bile kazanç sağlamaya çalışmaya çalışarak” kendi çıkarı için
kullanma sergilenir. Saha içindeki mücadelede oyuncular hakem tarafından
görülmediklerini tahmin ettiklerinde kuralları “kazanç” amaçlı olarak kırarlar.
Kurallara rağmen, gerekli gördüklerinde, şiddet kullanırlar (itmek,
çelmelemek, vurmak). Oyunda sadece kurallar içinde hareket ederek bir
kazanma elde etmek değil, aynı zamanda kuralları kırma ve bu kırmada
yakalanmama, ceza görmeme veya cezayı en aza indirme çabası ve stratejisi
uygulanır. Dolayısıyla futbolda şiddet hem futbolcular hem de seyircilerin
davranışlarında vardır. Futbolcular maç sırasında “şiddeti” bilinçli ve amaçlı
olarak kullanırlar. Bu kullanım biçiminde, firma dünyasının rekabet ve
müşteri ilişkilerinde yaptığı gibi, kuralları “kendi çıkarlarına uygun bir şekilde
kullanma ve gerektiğinde bükme ve hatta kırma vardır. Bu tür kullanım amaca
ulaşmak için şiddeti, sahtekarlığı, yalanı, dalavereyi, kandırmayı, doğru
olmayanı savunmayı meşrulaştırır, besler ve yaygınlaştırır. Dürüstlük, hak,
hukuk, doğruluk, anlamını yitirir. Bu durumun seyircilerin bilişlerinde ve
davranışlarında yansımalarının örnekleri sürekli olarak maç öncesinde, maç
sırasında ve maç sonrasında her yerde verilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder