4 Mart 2014 Salı

Futbol Ve Futbolu İnceleme Üzerine

Futbolun üretiminde teknolojik araç: Futbol topu
Top doğadan elde edilerek, bir amacı gerçekleştirmek için işlenmiş
teknolojik bir araçtır. Topun fiziksel yapısını belirleyen üretimi, belli yer ve
tarihteki teknolojik yapının bir fonksiyonudur. Topla ilgili gelişme tarihinde
de yukarıda belirtilen yol izlenebilir. Topla ilgili gelişme araştırması, bir
aracın işlevi, yapılması ve bu işlev ve yapmada teknolojik gelişmenin
karakterini açıklamayı gerektirir. Futbolla ilgili araştırmalarda, arkeolojik
kalıntılardan ve sonraları yazılı kaynaklardan faydalanılarak elde edilen
bulgulara göre, her yerde top önce içi çeşitli hafif maddelerle doldurularak,
sarılarak ve dikilerek yapılıyordu. Gelişme hafiflik ve mükemmel yuvarlaklığı
elde etme ve standart bir büyüklüğü belirleme yönünde olmuştur. Topun
yapısal karakterini belirleyen de sokakta veya stadyumda top oynayanlar ve
seyirciler olmamıştır. Gelişme, günümüzde içi havayla dolu “meşin veya
sentetik maddeyle yapılan topa” doğru olmuştur. Top aynı zamanda,
kapitalizmle birlikte pazar için üretilen bir emtiaya dönüşmüştür. Örneğin,
Çin’de Tang Hanedanlığı (618-907) sırasında, içi tüylerle veya kıllarla
doldurulan meşin topun yerini havayla doldurulan top alır (Chinese, t.y.).
Aztekler’de top 2-3 kilo ağırlığında kauçuk/lastikten yapılmıştı. Yunanda, İlk
toplar bezden ve ip şeklinde dolandırılan kıldan dikilerek yapılıyordu.
Sonradan domuz mesanesi şişirilerek ve üstü domuz derisi veya geyik
derisiyle kaplanarak yapılmaya başlandı.
Kaşgarlı Mahmud'un 25 Ocak 1072 ila 10 Şubat 1074 tarihleri arasında
yazdığı "Divan-ı Lügat-it Türk"ün ilk cildinin 323'üncü sayfasında eski Türk
boylarının Orta Asya'da "Tepük" adıyla andıkları bir ayak topu oyunu
oynadıklarından bahseder. Türklerin "Tepük" oynarlarken kullandıkları toplar,
ilk dönemlerde oval kalıplara dökülen İğ arşağı biçimindeki kurşun kitlesinin
16 İrfan Erdoğan
üzerine keçi kılı veya keçe sarılmak suretiyle yapıldığı; zamanla bunların
değişime uğradığı ve daha yumuşak cisimlerden yapılmış topların tercih
edildiği, bunun için de içi hava ile doldurulmuş ve yuvarlanmış kuzu
tulumlarının kullanıldığı aynı eserde belirtilmektedir. (Detail, t.y.).
Avrupa’da orta çağlarda kullanılan top, üzeri yağlanmış domuz veya inek
mesanesinden yapılıyordu. Top ağırdı, çünkü içi deri, hasır, ağaç, saman,
köpük veya kuru otla dolu olan dikilmiş deriden yapılıyordu. Bazen bakır
çivilerle (kadaklarla) süsleniyor veya köyün veya bölgenin armasını taşıyan
deri bantlarla sarılıyordu.
Üretimin yeri: Oyunun oynandığı saha/alan
Dünyanın hemen her yerinde, muhtemelen ilk oyun sahaları açık sahalar
olmuştur ve gelişme “parayla giriş/kullanım gerektiren kapitalist çitlemeye”
doğru olmuştur. Fakat bazı eski imparatorluklarda sanat şaheseri futbol
alanları inşa edilmiştir. Aztekler’de, T veya H şeklindeki kutsal kabul edilen
çok güzel sahalarda oynanıyordu. Sahanın büyüklüğü iki kişiye yetecek
genişlikten günümüzdeki sahaya kadar değişen ölçüdeydi.
Meksika İspanyol sömürgesi olduğunda Katolik Kilisesi oyunu dinsiz
oyunu olarak yasaklamış ve sahalar yıkılmıştır. Böylece, oyun unutulmuştur.
16. yüzyılda (1528) Meksikalı oyuncular İspanya’ya köle olarak getirilmiş ve
oyunu sergilemişler, fakat “büyülü top” Kilise tarafından “barbar faaliyet”
olarak nitelenip ve tüm Avrupa’da yasaklanmıştır.
Oyun 17. yüzyılda, İngiltere’de, 120x80 metre boyutlarında bir alanda
oynanıyordu. El ve ayakla oynanan futbolda (aslında rugby) top olarak, üzeri
deriyle kaplanmış ve içi şişirilmiş hayvan mesanesi kullanılmıştır. Bu topun,
birer metre arayla dikilmiş iki sırık arasından geçirilmesiyle takımlar birer
sayı kazanıyordu. Bıçakla kale sırığı üzerine atılan çentikle sayı tutuluyordu.
"Tepük" oyunu, belirli aralıklarla karşılıklı dikilmiş mızrakların arasından
topu, ayakla vurmak suretiyle geçirerek sayı kazanma biçiminde oynanıyordu.
"Tepük"ün, Orta Asya'da yaşayan Türk boylarında yüzlerce yıl oynandığına
dair, "Hıtay-ı Name" ve "Baybars Tarihi" ile Ayasofya Kütüphanesi'nde 3029
numarada kayıtlı değişik kitaplarda da bahis vardır. (Kurallar, t.y.).
Ayasofya Kütüphanesi'nde 3029 numarada kayıtlı "Tarih-i Timur" adlı
eserde de Timur döneminde Türklerin, içi havayla doldurulmuş kuzu
postundan yapılma toplarla oynadıkları; bu oyunda topa elle dokunmanın ve
çizgiden dışarı çıkarmanın yasak olduğu; Timur'un bu oyunu askerlerine bir
çeviklik talimi için yaptırdığı kaydedilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder