4 Mart 2014 Salı

Futbol Ve Futbolu İnceleme Üzerine

Oyunun “oynamayla ilişkili” olan üretimi

Oyunun oynanışıyla ilgili araştırmalar kaçınılmaz olarak oyunun nasıl
yapıldığı/oynandığı ve kuralları üzerinde duracaktır. Bu tür inceleme, tarihsel
olarak ele alınacağı gibi, belli bir zaman kesiti ve yerdeki durumu (örneğin
şimdiyi) ele alabilir. Örneğin, Azteklerde oyun sadece vücudun belli yeriyle
oynanıyordu, fakat topa vurmak için, bazı oyunlarda raket, beyzbol sopası ve
sargıyla korunmuş el kullanılmaktaydı.
Aztekler’de, oyunu kaybedenler tanrılara adak edilmekteydi. Şimdi “adak
edilme” nasıl olmaktadır?
İtalya'ya sığınan II. Charles ile beraberindeki soylular, ülkelerine
döndüklerinde İtalya'da gördükleri "Giuocco del Calcio" oyununu İngiltere'de,
adalarında da oynatmak ve bunu ülke sathında yaymak için özel bir çaba
harcamışlardır. İki eşit parçaya ayrılmış geniş bir alanda ve 27'şer kişilik
takımlar arasında oynanan Calcio oyununda amaç, ayakla vurularak götürülen
topun, rakibin kalesine sokulmasıdır. Bu oyun, günümüzde de büyük şölenler
halinde ve o devrin giysilerine bürünmüş gençler arasında Siena'nın tarihi taş
meydanlarında yılda bir kez oynanmaktadır.
İngiltere’de (Normandy, Brittany, Picardy, Cornwall, Wales, Scotland and
Ireland dahil) m.s. 7-9. yüzyıl arasında, çete futbolu adıyla bir oyun çıktı.
Avrupa’da oyun çoğu kez iki köy arasında köyün tüm insanlarıyla
oynanıyordu. Oyunun amacı topu ya köyün merkezine ya da karşı takımın
kilisesinin önüne getirmekti. Oynanan saha doğal alandı ve bazen iki cadde
uzunluğunda bazen de iki köy arası uzaklıktaydı. Dolayısıyla, iki köy
arasındaki tüm engelleri aşmak gerekiyordu. Oyun bazen bekarlar ile evliler
arasında yapılıyordu. Oyuncu sayısı, oyunun kimler arasında oynandığına
göre 20 kişiden yüzlerce kişiye kadar değişiyordu. Oyun, oyuncular tümüyle
bitik düşünceye kadar oynanıyor ve günlerce sürebiliyordu. Oyunda itme,
vurma, ısırma serbestti. Oyunun bazı türlerinde, öldürme dışında her şey
yapılabiliyordu. Topa dokunmanın iyi şans getireceğine ve oyunun kazananın
Futbolu inceleme üzerine 19
verimli mahsul alacağına inanılıyordu. Oyunun bitişinde topu taşıyan ödül
olarak topu alıyordu (French, t.y.).
Futbolun şiddete dayanan karakteri nedeniyle, oyun 1314’de İngiliz kralı
II. Edward, 1319’da Fransız kralı V. Philip 1349’da III. Edward ve 1388’de
V. Charles tarafından yasaklanmıştır. 19. yüzyılda ise, “futeball” kuralsızlığı
ve Hıristiyan olmayan karakteri nedeniyle burjuvalar tarafından tümüyle
yasaklanmıştır (French, t.y.; Mob, t.y.).
Orta Asya Türkleri ile ilgili "La Tartarie" adlı Fransızca eserde, Tsang
kentinde, kız ve erkeklerden kurulu takımların ayak topu oynadıkları; bu
meraklı ve heyecanlı oyunu izleyen Hiuan adlı bir Çinlinin şunları anlattığı
yazılıdır: "... Büyük mabetlerde sık sık ayak topu müsabakaları yapılır. Bu
oyunda topa elle dokunulamaz. Ya ayakla, ya da başla vurulur ve böylece
topu hasım kaleden içeri sokmak için uğraş verilir...".
Seyyid Ali Ekber'in yazdığı "Hıtay-ı Name" de bahsedilen "ayak topu",
günümüzün futboluyla büyük benzerlik arz etmektedir. "... Ve top oyunu
Hıtay'da güzeller işidir. Ve dahi harabeti (düzensiz kalabalık) çok olan ve
sığır kursağından top yüzmüşler (yapmışlar) ve mahbub (erkek) ve
mahbubeleri (kadınları) durdurmuşlar. Ve topa ayaklar ile ururlar (vururlar).
Şöyle ki; elin ol topa değdirmeye ve ol topu yere düşürmeye ve nazik ayak ile
dürde (ite), saklara (baldırlara) ve usulsüz vurmak ve yere düşürmek ve
daireden taşra (dışarı) çıkmak vaki olmaz..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder